ARZUM
Sana hediyeler sunmak isterdim sevgili
Hint’ten Çin’den Maçin’den
Akdeniz’in içinden
Kıbrıs adasından
Ümmü haram türbesinden
Bir avuç toprak
Denizlerin dibinden
İnci mercan
Yüreğimden süzülen bir damlacık kan
Senden kıymetli değil sevgili
Sana armağandır can
Sana hediyeler sunmak isterdim sevgili
Kuds-i şeriften
Dağ yamaçlarından
Zeytin ağaçlarından
Bir narin yaprak
Bir incir
Mezopotamya’nın bağrından iki gümüş hançer
İki nehir
Hasanı öldürmeyen bir tas zehir
Sana hediye diye sunulmalı sevgili
Kudüs gibi bir şehir
Sana hediyeler sunmak isterdim sevgili
Avrupa’dan
Tuna boyundan
Mayıs güzellerinin saçından
Bir sarı papatya
Gazilerin nurla yazdıkları bir destan
Bosna yetimlerinin
Kosova dullarının
Gözlerinden bir damla gözyaşı
Sevgili
Bir Urumeli türküsü sana olsun armağan
Sana hediyeler sunmak isterdim sevgili
Diyarıbekir’den Endülüs’ten Bağdat’tan
Dicle kenarından
Bir karpuz çekirdeği
Elhamra’dan
Bir yeşil çini
Ve bir Bağdat hurması
Doldursaydı avuçlarımın içini
Ne hoş olur sevgili
Bulsa seni kırk ermişin saadeti
Rabbimin hediyesidir şeytanın adaveti
Sana hediyeler sunmak isterdim sevgili
Atmosfer ötesi seyyarelerden
Zühre yıldızından
Zühal gezegeninden
Zurah’tan
Gök çarşılarından
Arş u Kürsi’den
Levh-i mahfuzdan
Kaderini armağan diye
Alıp getirseydim sevgili
Sana gösterseydim
Sana hediyeler sunmak isterdim sevgili
Mekke’den Mısır’dan İstanbul’dan
Yaldızlı bir Kur’an’dan
Sure-i Asr’dan
Üç ayet üç pırlanta üç nur
Sana yakışan armağan budur
Mekke’de inmiş
Mısırda okunmuş
İstanbul’da yazılmış
Senin gibi bir nura sevgili
Bir nur olur hediye ancak
Mustafa Tanrıkulu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder