28 Ocak 2010 Perşembe

...


Gönül mabedimde okunan salalarla uyanıyorum bu sabah.Yüreğim yıllardan kalma kitapların raflardaki tozlu hali gibi.Yine savruluyor samyeli rüzgarlarında.Her nefes alışımda bir günahın diyeti gibi yanıyor ciğerlerim.Yanmak temizler tüm günahları diyor bir ses.Yanmışlar yanmaz ki diyorum içimden.Bir narın yaktığı sineleri su bile söndüremez.
Ve uçurumlar, en onulmaz yaraların ilacı.Bir hayatın tüm gerçekliğiyle gözler önünden geçişi.Ve bir 14`lü, ölümle yaşam arasındaki çizgi.Tek bir kurşunun anlattığını kim anlatabilir.Ellerimden kayan bir hayat,ayaklarıma takılıp yerlerde sürünen ruhum.Uzaklara dalıp giden gözlerim.
Denizin kayalara vuran ve ruhumu okşayan buz gibi suları.Uzaklar çağırıyor beni,ruhum ötelere hasret.Bırakasım var kendimi uçsuz bucaksız ummana.Ya da en iyisi alıp başını gitmek.Bilmediğim,görmediğim uzak ülkelere.Belki bulurum aradıklarımı.Yıllardır bir deli sevdaya meftun ruhuma,belki bir inşirah bahşedilir okyanuslar ötesinde.
Korkupta yüzleşemediğim her şeyi ardımda bırakmak istiyorum.”Korkmak” bu kelime uğramamıştı ne zamandır semtimize.Şimdilerde ise çepeçevre sarıyor her yanımı.Sonbaharın en güzel halini gösteren kasım ortasında üşüyorum.Her uzattığımda boşluğa çıkan ellerim.Yine boşlukta.Yalnız değilsin der gibi yapraklar düşüyor ellerime .Her rüzgar esişinde kanayan yaralarım sızlıyor biraz daha.Bir ruhun kansere müptela oluşunu adım adım yaşıyorum.Hüzünbaz yüreğimin ilacı ötelerde ,Öteler çağırıyor beni…..

Mehmet Akif

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...